Skip to content Skip to sidebar Skip to footer

NÖTR MÜSLÜMAN OLABİLİR Mİ?

Her şeye nötr ol denildiği, her şeyin nötrleştirildiği şu zaman diliminde Müslüman da nötrleşebilir mi? Nötr kişi herhangi bir konu hakkında fikrini beyan etmeyen, kararsız kalan kişi demektir. Her ne yaşanırsa yaşansın, her ne yapılırsa yapılsın, kendilerine uygulanan her şeye nötr bir duruş sergileyen yeni nesil insan tipi. Bu tepkisizlik, bu fikirsizlik, yorumsuzluk bizimle birlikte doğmadı elbet.

Şeytani düzenlerin sıkça haykırdığı “Yeni dünya düzeni” anlayışının içinde her şeyi ile nötrleşen, kısacası robotlaştırılmış, uzaktan kumanda ile yönetilmeye hazır insansı varlıklardan oluşan “kölelikte bir adım daha ileri” adlı çalışmalarını uygulamaya koyduklarını görüyoruz.

İnsanlık olarak şeytanın bu oyunda yeni bir levele geçtiğini hep beraber görüyor ve hatta yaşıyoruz. Yeni oyunun kuralı; insanı yalnızlaştırmak, insanı tüm hücrelerinden, tüm yapısından koparmak, birey olarak ele geçirip, evinde, odasında, çatısının altında kendilerine uyumlu ve itaatkâr hale getirmek.    

Aile bireylerinden koparılmış, akrabalarından, geleneklerinden, dininden, her türlü alışkanlıklarından koparılmış, hafızası silinmiş, eskiden nasıl yaşadığını bilmeyen, yeni bir düzene alışmak üzere hazırlanmış insan yığınları.

Ellerinde tuttukları aletlerle kendilerine verilecek komutları bekleyen köleleşmiş zihinler.

Bütün bunların tespiti için uzun çalışmalar, araştırmalar yapmak zorunda değiliz. Her birimiz biliyoruz ki, bunlar artık birer iddia olmaktan öte Rabbimizin de buyurduğu gibi hayatın tam ortasında yüzleştiğimiz bir taarruz, bir operasyondur. “İş başına geçti mi yeryüzünde bozgunculuk çıkarmak, ekini ve nesli helak etmek için koşar. Allah ise bozgunculuğu sevmez.” (Bakara, 205)

Belki öncesinde kopmuş kollarımıza, yürüyemez olmuş ayaklarımıza mal olmuş saldırılardan çıkmayı başarmıştık. Şimdi damarlarımız boşalıyor, içimiz çekiliyor, ölecekmiş gibi oluyoruz. Nasıl mı?

Müslüman kızlar flört belasına düştü derken ve onları düştüğü yerden çıkaramadan, bugün hemcinslerine ilgi duyan çocuklarımızı nasıl kurtaracağımızı konuşurken buluyoruz kendimizi. Ya da üçüncü cinse özgürlük naraları atarlarken buluyoruz. “(Azap) emrimiz gelince oranın altını üstüne getirdik. Üzerine de Rabbinin katında işaretlenmiş pişirilmiş balçıktan taşlar yağdırdık. Bunlar zalimlerden uzak değildir.” (Hud, 82-83)

Aman başörtüsünü, namazını terk etmesin dediklerimiz, “Ben agnostiğim” diye haykırıyor yüzümüze yüzümüze. Hayati organlarımız kanıyor, kan kaybediyoruz. Bu operasyon ve taarruzun sadece bir yüzüyle yüzleştikten sonra ne yapıyoruz, ne yapmalıyız veya yapılması gerekenler neler, bunları mı konuşmalıyız? Hayır, hayır! Eğer nötrleşmediysek çoktan iş başında olmalıyız. Bugüne kadar İslam yiğitleri, şeytani düzenlere karşı kahramanlıklar ortaya koydular. Tespitlerle uyguladıkları planlar, projeler vardı. Emperyalizm denilen şeytani düzene karşı, kapitalizm, sosyalizm gibi iblisin projelerine karşı destanlar yazdılar. Şimdi iblis ve dostlarına karşı, yeni dünya düzenine karşı yeni destanlar yazma zamanı!

İblis Allah’ın dinini nasıl nötrleştirir? (Haşa) Öyleyse kalbinde İslam’a, Allah’ın dinine karşı iman taşıyan tek bir Müslümanın dahi nötrleşmesi asla söz konusu değildir. Müslümanın fikrini beyan etmemesi, çekimser kalması diye bir şey de asla söz konusu değildir. Bizim inancımız fikrimizdir. Nasıl onu beyan etmeden, onu savunmadan, taraf olmadan yaşayabiliriz?

İslam yalnızca felsefi ve hayali bir düşünce veya insanı yalnız ölümünden sonrası ile meşgul eden bir dua, bir ibadet sistemi değil, aynı zamanda insanın bütün ihtiyaçlarını göz önünde tutan hayat kaynağıdır. Bu kaynağı hayatın içine akıtanlar Allah’ın mümin kullarıdır. Öyle ise hayatın içine coşkun bir pınar gibi akan İslam, bizleri nasıl hareketsiz ve durağan bir hale getirebilir? Belki de online tüm bağlantıları koparıp, capcanlı hayatın içinde, gündelik hayatın tam ortasında yaşamak ve anlatmak için gerçek bir bağlantı kurma zamanıdır. Sanal ortam, sanal alem değil, gerçek alemin, gerçek hayatın içinde inancımızla yeşeren bir toplum için Malcolm X’in şu sözünü hayata geçirme zamanıdır. “Bütün uyuyanları uyandırmaya bir tek uyanık yeter.”

Derya Fıçıcı

Show CommentsClose Comments

Leave a comment